İktisat politikalarında ilk hedef olması gereken işsizlikle mücadele, son yıllarda birinci hedef olmaktan çıkmış onun yerine öncelikli hedef olarak artık enflasyon seçilmiştir.
Gelişmiş olduğu ifade edilen ülkelerdeki işsizlik oranları nerede ise %10 seviyesini geçmektedir.
Yine bu ülkelerde işçi ücretlerinin, asgari geçim sınırında konumlandığını görüyoruz. Gelişmiş kabul edilen ülkelerin 2002- 2003- 2004 yıllarına ait işsizlik rakamlarına bakılınca bu dediğimiz daha iyi anlaşılacaktır.
ABD | 2002 | % 5.8 | 2003 | % 6 | 2004 | % 5.5 |
JAPONYA | 2002 | % 5.4 | 2003 | % 5.3 | 2004 | % 4.7 |
FRANSA | 2002 | % 8.9 | 2003 | % 9.5 | 2004 | % 9.7 |
ALMANYA | 2002 | % 8.2 | 2003 | % 9.1 | 2004 | % 9.6 |
EURO BÖLGESİ | 2002 | % 8.3 | 2003 | % 8.7 | 2004 | % 8.9 |
OECD | 2002 | % 6.9 | 2003 | % 7.1 | 2004 | % 6.9 |
(2)
Artık %5 düzeyindeki işsizlik oranları doğal işsizlik oranı olarak kabul görüyor. Bu düzeydeki işsizlik rakamlarının ekonomilerin doğal yapısının bir gereği olduğuna inanılıyor.
Bir başka açıdan baktığımızda, kapitalist ekonomi modellerinin hiçbiri, toplumun tamamının refah düzeyini yükseltmeyi hedeflememiştir.
O yüzden ne gelir dağılımındaki dengesizlik, ne de belli bir düzeye kadar olan (Kapitalist anlayışlarda işsizlik, çok yükselirse ekonominin genel yapısında büyük tahribatlar yapacağı için belli oranlardan sonrası tehdit olarak görülmektedir) işsizlik oranları bir problem olarak görülmemiştir. Hatta belli oranlardaki işsizlik, emek arz fazlası manasına geleceği için işçi ücretlerinin düşmesi üretim maliyetlerinin ucuzlamasına sebep olacağına inanıldığı için desteklenmektedir.
Maliyet enflasyonun en önemli kaleminin işçi ücretlerindeki artış olduğu görüşü de zaten bu anlayışın bir sonucudur. Gerçi enflasyon bahsinde bunun böyle olmadığını geniş olarak anlattık ancak kısaca değinmek gerekirse asıl maliyetleri yukarıya çeken üretim unsurları hammadde girdilerinde, istihdam vergilerinde ve enerji maliyetlerinde meydana gelen artıştır.
Toplam maliyetler içerisinde genellikle işçi ücretleri çok fazla bir oran işgal etmemektedir.
Ekonomilerin emek yoğun üretimden, teknolojiye dayalı üretime doğru geçmesi kaçınılmaz bir süreçtir. Yine kapitalist anlayışlara göre belli oranlardaki işsizlik, çalışan bireylerin işten atılma korkusuna kapılmasına sebep olacağından dolayı daha verimli çalışmasını sağlayacaktır.
Ayrıca kapitalist anlayışlara göre işçi ücretlerinin düşük kalması işçilerin kârdan daha az oranda pay alması manasına geleceği gibi, işçi ücretlerinin düşük kalması nüfus artışını da azaltacaktır.
Kapitalist anlayışlar kaynakların sınırlı olduğu yanlışından yola çıktığı için, toplumun her kesiminin gelirinde meydan gelecek artışların nüfus artışına sebep olacağı, böylelikle kaynakların artan nüfusa yetmeyeceği endişesini taşımaktadırlar.
Kapitalist anlayış elde edilen kârın bölüşü-münü kavga mantığında ele aldığı için, kapital sahipleri ile işçiyi kârın bölüşümünde birer rakip olarak görmekte ve tercihini kapital sahiplerinden yana kullanmaktadır(3).
Bu sebeple kapitalist anlayışların ne tam istihdamı, ne de işçi ücretlerinin istenilen düzeylerde konumlanmasını sağladığı veya hedeflediği söylenebilir.
Zaten sosyalist anlayışların kapitalist anlayışlara karşı bir tepki olarak ortaya çıkmasının sebebi de işçi ücretlerinde ve işçi haklarında yaşanan bu çarpıklıktır.
Kapitalist anlayışlarda kapitali elinde tutan birkaç kişi toplumun gelirlerini kendisine transfer ederken, sosyalist modelde de proletarya milli gelire hükmetmektedir. Her halükarda çalışan kesim ne emeğinin hakkını almakta, ne de milli gelirden olması gerektiği oranlarda istifade etmektedir.
Oysa Milli Ekonomi Modeli'nde işveren ile işçi birbirini tamamlayan bir bünyenin iki parçası olarak görülmekte, toplumun tamamının refah düzeyini yükseltecek büyüme ekonomik büyüme olarak kabul edilmektedir.
Milli Ekonomi Modeli'nin konuya nasıl çözüm getirdiğine şu soruları sorarak başlayalım:
- Kapitalist anlayışlar için normal bir sonuç olan doğal işsizlik oranı ekonomiler için bir kader midir?
- İşçi ücretleri asgari gelir düzeyinde neden konumlanır?
- Emek talebini belirleyen parametreler nelerdir?
- Emek arzı nelere bağlıdır?
- Tam istihdam gerçek hayatta yakalanabilir mi?
2- Bkz: EUROSTAT ( Statistical Office of The European Communities); OECD, Main Economic Indicators Agust 2005
3-İktisat'ın Dama Taşları, II, 2002, İÜ iktisat Fak. Mez. Cem; Doç. Dr. Burak Atamtürk, Klasikler ve Adam Smith, s. 7